Shibori Tekniğinin Gelişim Süreci ve
Önemi
Japonca’da “sıkma, döndürerek burkma, baskı
yapmak” gibi anlamlara gelen shibori, aynı zamanda boyama işlemi
gerçekleştirilmeden önce kumaşın farklı biçimlerde bağlanması suretiyle boyanın
kumaşa daha az işlemesini sağlama ve farklı, eşsiz desenler ortaya çıkarma
işlemine de adını vermektedir.
Bazı kaynaklar Japonya’da mevcut dinsel
yapılar içinde korunmayı başaran tekstil ürünlerine dayanarak
Japon rezerve boyama tekniklerinin 8. yüzyıla kadar dayandığını ileri
sürmektedir. Söz konusu dönemde Budizmin altın çağını yaşayan Japonya’da
İmparator Shömu’nun isteğiyle Budizm camiasını kendine hayran bırakan, Nara
şehrindeki Todai-ji tapınağı ve içine de dünyanın en büyük Buda heykeli
yapılmıştır.
Resim 1. Todai-ji Tapınağı, Nara Şehri,
Japonya (MS.752). Resim 2. Todai-ji Tapınağı-Buda Heykeli, Nara,
Japonya
Kumaşın boyanmasının yanı sıra desenlerin
üç boyutlu bir biçim kazanmasını da sağlayan bu teknikte kumaşa uygulanan
bükme, sıkma vb. gibi teknikler ardı ardına uygulanmakta ve en sonunda boyama
yapılmaktadır.
Kumaşa üç boyut kazandıran bu teknikler ise
taş raptiye gibi malzemeler ile yapılmalıdır. Shibori sanatının Japonya’da
gelişimi ile ilgili bazı kaynaklar ise, bu süreci 6. yüzyıla kadar
dayandırmaktadır. Bu görüşe göre her ne kadar shibori Japon kültürü içinde
gelişmiş olsa da ortaya çıkışı Çin’e dayanmaktadır. İmparator Shömu’dan kalan
eserler incelendiğinde kumaşların üç farklı teknik kullanılarak boyandığı
görülmektedir. Bu teknikler; kökechi, rökechi ve kyökechi olup, bu kelimelerin
ana eki olan “kechi” kelimesi Çince “rezerv” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla
shibori tekniğinin aslında Çin’de ortaya çıktığını doğrulayan argümanlardan
biri de budur. Japonya ve Çin’de kullanılan kökechi, bir bağlama; rökechi,
balmumu rezerve boyama ve kyökechi ise sıkıştırma tekniğidir. Kyökechi
tekniğinde, kumaş katlanarak iki oymalı tahta arasına mengene yardımıyla
geçirilmekte ve arada açık kalan deliklerin boyanması suretiyle simetrik desen
elde edilmektedir.
Söz konusu varsayıma göre 500’lü yıllarda Çin’den gelen bu tekniğin iki
yüz yıl sonra Japonya’da yaygınlaştığını İmparator Shömu’nun kayıtlara geçen ve
günümüze kadar ulaşan kıyafetlerinden çıkarsamaktayız.
7. yüzyılın ortalarından 8. yüzyılın
sonlarına kadar olan dönemde Çin ile Japonya arasındaki ticaretin artmış olması
ve Japonya’nın Budizmi kabul etmesi ile birlikte günden güne gelişen ilişkiler
kültürel alışverişin oluşmasında önemli bir etkendir. Bir diğer önemli etken
ise, Çin’in giderek Uzak Doğu’nun kültürel anlamda en zengin ülkelerinden biri
haline gelmiş olmasıdır. Bu durum dolayısıyla söz konusu dönemde Çin’e
gönderilen Japon misyonerler, orada birçok alandaki gelişmeleri incelemiş ve
bazılarını kendi ülkelerine taşımışlardır. Tüm bu süreç ülkeler arası
etkileşimi artırmıştır.
Shibori Uygulamasında Kullanılan Kumaşlar
Shibori uygulamalarının kalitesi,
kullanılan boyanın kalitesi ile bağlama, dikiş, katlama, boruya sarma gibi
teknikler sonucunda kumaşın üç boyutlu halini koruyabilmesi için ipek, pamuk,
yün, keten gibi selüloz lif içerikli kumaşların kullanılmasına bağlıdır.
Özellikle boya maddelerinde son yıllarda yaşanan teknolojik iyileşmeler, doğal
lif içeren kumaşlar dışındaki kumaş türlerinde de shibori tekniğini kullanmayı
mümkün kılmaktadır. Burada boyanın kumaşa iyi işlemesi önemli bir husustur.
İpek
Resim 30. İpek Shibori Şal Örneği
İpek, tarihi çok eskilere dayanan, narin
yapılı ve oldukça pahalı bir kumaş cinsidir. Kumaşın endüstriyel hale
gelmesinden önce sadece üst düzey gelir grubunun erişim imkanı bulunan ipek,
hammaddesi olan ipek kozasının renk, ebat ve biçimine göre kalite açısından
sınıflandırılmaktadır. Tıpkı öteki protein liflerinde olduğu üzere, alkaliye
karşı hassasiyeti bulunan ipek kumaşta bu tür maddeler içeren temizlik
ürünlerinin kullanılmaması gerekmektedir. Yine asit içerikli ya da klor
barındıran temizlik maddeleri de ipek kumaşın liflerini değişime uğratarak,
sararmasına neden olmaktadır.
Pamuk
Resim 32. Pamuk Dokuma Shibori Elbise
Ham pamuk lifi yüksek miktarda selülozdan
meydana gelmektedir. Ayrıca pamuk lifi, bir bitkisel hücrede bulunan maddeleri
de bünyesinde barındırmakradır. Bu nedenle shibori tekniğinin kullanılması için
pamuk oldukça elverişli bir kumaş cinsidir. Özellikle ince yapılı bir kumaş
olması pamuğu shibori için daha da elverişli bir hale getirmektedir. Pamuk
lifinin içeriğindeki selüloz oranı artıkça niteliği ve nem tutma özelliği
artmaktadır.
Yün
Resim 34. Yün Shibori Tekstil Örneğ
Üretimi oldukça zor olan ve bu nedenle
talebi karşısında üretimi kıt olan yün pahalı bir kumaş türüdür. İnce ve
yumuşak bir yapıya sahip olması, aynı zamanda esnekliğinin verdiği rahatlık
nedeniyle yün, giyim sektörü başta olmak üzere pek çok alanda
kullanılan ve tercih edilen bir kumaş türüdür. Nem çekme kapasitesinin yüksek
olması, kolaylıkla biçim alabilmesi ve esnek keçeleşme yapısına sahip olması
münasebetiyle yün shibori sanatçıları tarafından sıklıkla kullanılan
malzemelerden biridir. Yün kumaş üzerine shibori uygulamalarında sıklıkla
görülen desenlerden biri de zincir desendir.
En iyi giyim mağazaları
Keten
Resim 37. Saf Keten Kumaşa Shibori
Uygulaması
Keten lifinin uzunluğu ve kalınlığı elde
edildiği bitkinin boyuna ve gelişmişliğine göre değişmektedir. Her bir lif,
birbirine yapışık vaziyette pek çok yapıtaşından oluştuğu için keten lifleri
boylamasına rahatlıkla birbirinden ayrılmaktadır. Keten lifinin dezavantajı,
esnekliğinin az olması dolayısıyla hemen buruşabilmesidir. Ancak yüzeyinin
düzlüğünden dolayı keten kendine has parlaklığı olan bir kumaş cinsidir
Shibori Boyamasında Kullanılan Boyar
Maddeler
Farklı kumaşlar üzerinde boyama işlemi
uygulanması suretiyle kumaşların renklendirilmesi ve böylece gerek insanların
gerekse yaşadıkları çevrenin süslenmesi çok eski çağlardan itibaren süregelen
bir durumdur. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden bugüne öncelikli olarak
doğadan daha sonrasında ise teknolojinin getirdiklerinden yararlanarak sürekli
yaşamını iyileştirme çabası içinde olmuştur.
Boyanacak olan kumaşın lif yapısına bağlı
olarak tekstil sektöründe farklı maddeler boyar madde olarak
kullanılmaktadır. Bu maddelerin ortak özelliği boyandıkları lifin üzerinde
sabit durabilmeleri, boyama işlemi esnasında suda çözünebilmeleri, boyar
maddenin rengini koruması ve boyama işlemi neticesinde kumaş lifleri ile boyar
madde moleküllerinin birbirine bağlanmış olmasıdır.
Mordanlı boyalar
Bu boyar maddenin temel özelliği herhangi
bir lifin üzerinde sabitlenememesidir. Bu nedenle mordan adı verilen bir
kimyasal maddenin desteği ile boya lifin üzerine işlenebilmektedir. Bu nedenle
mordan gerek rengin esas haline erişmek ve onu korumak gerekse aynı boyar
maddeden farklı renk skalaları elde edebilmek amacıyla tekstil sektöründe
sıklıkla kullanılmaktadır. Mordanlı boyalar özellikle yün ve ipek gibi bitkisel
lif bazlı ürünlerin boyanmasında yardımcı olmaktadır. Tarihsel döneme
baktığımızda kimya sektörünün yeterince gelişmesinden evvel halk arasında şap
olarak bilinen potasyum alüminyum sülfatın mordan niyetiyle kullanıldığı
görülmektedir. Yine meşe palamudu, kalay klorür, tanik asit, mazı ve krom
tuzunun da geçmişte bu amaçla kullanıldığı bilinmektedir. Boyama işlemi
esnasında mordan ile lifler aynı kabın içinde kaynatılma işlemine tabi
tutulmaktadır.
Küp Boya
Suda çözünme özelliği bulunmayan boyalar
ile boyama işleminin gerçekleştirilebilmesi için söz konusu boyar maddelere bu
özelliği dışarıdan yardımla kazandırmak gerekmektedir. İşte bu nedenle çok
büyük tahtadan yapılma kazanlar içerisinde redüksiyon yöntemi sayesinde lif ve
boyanın birbirine nüfuz etmesi sağlanarak boyama işlemi gerçekleştirilmektedir.
Küp boya işlemi için suyun sıcaklığının ortalama 50 derece olması
gerekmektedir.
Asit boya
Boyanın kumaşa iyonik bağlar ile bağlanması
ve böylece boyama işleminin gerçekleşmesini sağlayan yöntemdir. Bu yöntem
esnasında öncelikli olarak kumaş yaklaşık 40 derecelik bir suyun içerisinde 20
dakika bekletilir ve asidik madde eklenerek, asitlendirme işlemi yapılır. Sonra
kumaş içinde bulunduğu kaptan alınır. Öncesinde çözündürme işlemine maruz
kalmış boyar madde kumaşın çıkarıldığı suya eklenir ve akabinde kumaş yeniden
suya konulur. Yaklaşık 40-45 dakika sıcaklık kademeli olarak artırılarak boyama
işlemi gerçekleştirilir.
Azoik boya
Azoik boya sayesinde selüloz içerikli tüm
kumaşları boyamak mümkündür. Naftol adı verilen kimyasal bir madde ile
diazonyum tuzunun bir araya getirilmesi suretiyle oluşan bu madde, ışık ve
yıkama işlemlerine karşı dayanıklı olduğundan özellikle nakış ve dikiş
ipliklerinin boyanmasında da sıklıkla kullanılmaktadır.
Pigment boya
Pigment boyama yöntemi doğa ile uyumlu,
çevre dostu bir yöntem olması nedeniyle günümüzde bu konuda hassas davranan
işletmeler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Aynı şekilde bu konuda
bilinçli davranan tüketiciler de pigment boya ile boyanan ürünleri satın almayı
tercih etmektedir. Aynı zamanda bu boyama işleminin düşük maliyetli ve diğer
yöntemlere kıyasla daha basit olması da yine sıklıkla kullanılma nedenleri
arasında yer almaktadır. Bu maddenin ışık özelliği fazla olmakla birlikte
sürtünme özelliği oldukça azdır. Pigment boya tekstil malzemesine binder ve
katalizör yardımıyla uygulanmaktadır.
Direkt boya
Direkt boya, birtakım fiziksel ya da
kimyasal işlemlerin polimere uygulanması yöntemiyle elde edilen suni liflere ya
da doğal liflere uygulanabilen bir boya olması nedeniyle geniş bir kullanım
alanına sahiptir. Bu boyama işlemi oldukça sıcak bir ortamda yapılır ve bu
nedenle boyar maddenin kumaşa işleme hızı oldukça yüksektir.
Metal-kompleks boya
Bu boyama yönteminde boyar maddenin içine
metal katyon eklenmektedir. Boyar maddeye metal katyon eklenmesi boya
moleküllerinin genişlemesine, suda çözünürlük seviyelerinin düşmesine ve bunun
sonucunda da boyar maddenin ışık ve yıkama karşısında dayanıklılığının
artmasına neden olur. Renk skalasının az olması ve renklerin donukluk
derecesinde mat çıkması nedeniyle metal-kompleks boyalar çok fazla tercih
sebebi değildirler.
Reaktif boya
Canlı ve kendine özel renk seçenekleri
nedeniyle reaktif boya tekstil sektöründe sıklıkla kullanılan bir boyar
maddedir. Toz halinde bulunan bu maddeyi boyama işlemi esnasında koyulaştırmak
amacıyla alginat patları kullanılmaktadır. Boyanacak maddenin özelliğine göre
30 ile 50 derece arasında ısıtılan suyun içine boya katılarak boyama işlemi
gerçekleştirilmektedir. Boyama sonrasında kumaş yıkanarak, kalıntılardan
arındırılır.
Mavi İndigo Boya
Indigo boya, belirgin mavi renge sahip
organik bir bileşiktir. Tarihsel olarak indigo, Indigofera cinsinin bazı
bitkilerinin, özellikle Indigofera tinctoria’nın yapraklarından elde edilen
doğal bir boyadır. Boya kullanan Indigofera bitkileri, geçmişte bazı mavi boyar
maddelerinin daha önce nadir olması nedeniyle ekonomik açıdan önemli olan
indigo boyar maddesinin üretimi ile, özellikle Asya’da önemli bir ürün olarak
dünya çapında yaygın olarak yetiştirilmiş ve kullanılmıştır.
Günümüzde üretilen çoğu indigo boyası
sentetiktir ve her yıl birkaç bin ton oluşturur. En yaygın olarak, taş yıkama
ve asit yıkama gibi etkilerin hızlı bir şekilde uygulanmasına izin verdiği
denim kumaş ve kot üretiminde kullanılmaktadır. İndigo’nun birincil kullanım
alanı pamuk ipliği boyası olup, ağırlıklı olarak kotlara uygun denim kumaş
üretiminde kullanılır; Ortalama olarak, bir kot pantolon üretmek için sadece 3
gram (0.11 oz) – 12 gram (0.42 oz) boya gerekir. Yün ve ipek boyamasında daha
küçük miktarlar kullanılmaktadır. İndigo olarak da bilinen indigo karmin,
renklendirici olarak da kullanılan bir indigo türevidir. Yine ağırlıklı olarak
kot üretimi için yılda yaklaşık 20 bin ton üretilmektedir.
Shibori Uygulama Teknikleri
Shibori tekniğinde dikerek, katlayarak,
bağlayarak ya da boruya sarma tekniği kullanarak kumaşa üç boyutlu bir desen
kazandırma amaçlanmaktadır.
Shibori Bağlama Tekniği
Bağlama tekniği shibori sanatında
yüzyıllardır uygulanan bir yöntemdir. Burada kumaşa geçirilen ve desen olması
beklenen unsurun geçirileceği noktaların iyi belirlenmesi ve sarılması
önemlidir. Burada desen oluşturması için kullanılan maddeler yapılacak desenin
büyüklüğü ya da biçimi göz önüne alınarak seçilmelidir. Bu maddeler; taş,
nohut, vida gibi materyaller olabileceği gibi kumaşın belli yerlerinin
sıkıştırılması ve böylelikle boyama işlemi esnasında sıkıştırılan bölgelerin
boya almayarak desenin ortaya çıkması yoluyla yapılabilir.
Resim 56. Shibori Bağlama Teknikleri
Shibori Dikiş Tekniği
Shibori dikiş tekniğinde öncelikli olarak
verilmek istenen desen kumaşa, yıkandığında kolayca geçecek bir materyal
yardımıyla çizilir. Daha sonra desenin çizildiği yerlerden kumaş teğelleme
usulü ile dikilir. Boyama işleminin öncesinde teğel geçilen yerler iplerin
ucundan çekilmesi suretiyle sıkıştırılır. Boyama işlemi yapıldıktan sonra kumaş
yıkanır, kurutulur ve akabinde ipliklerin kumaştan çıkartılmasıyla verilen
desen ortaya çıkar.
Resim 57. Dikişli Shibori
Katlamalı Shibori Tekniği
Bu yöntemde kumaş farklı biçimlerde
katlanarak boyama işlemi gerçekleştirilir. Kumaş, enine ya da boyuna dar
ya da geniş biçimde katlanıp bağlanarak ya da bazı yerleri sıkıştırılarak
boyanır ve böylelikle istenilen desen kumaşa verilmiş olur.
Resim 59. Katlama Tekniği ile Shibori
Shiboride Boruya Sarma Tekniği
Boruya sarma tekniğinde adından da
anlaşılacağı üzere kumaş bir boruya sarılır ve daha sonrasında açılmaması ve
kaymaması için iplerle sıkıca boruya tutturulur. Akabinde boru üzerindeyken
kumaş ortaya doğru toplanarak, büzüştürülür.
Boyama işleminde kumaş olduğu gibi boyaya sokup çıkartılabileceği gibi sadece
kumaşın belli bölgelerinin boyanması da tercih edilebilir. Boyama işlemi
bittikten sonra kumaş kuruyuncaya kadar borudan çıkartılmaz. Kuruduktan sonra
iplerin kesilmesi suretiyle borudan çıkartılarak, kumaş kullanıma hazır hale
getirilir.
Resim 61. Boruya Sarma Tekniği ile Yapılan
Shibori
T.C.
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ
TEKSTİL TASARIM ANASANAT DALI
TEKSTİL ve MODA TASARIMI SANAT DALI
En iyi moda mağazaları
Yüksek Lisans Tezi
Tezi Hazırlayan: Selin ALPTEKİN
İSTANBUL, 2020
Kaynak: https://tez.yok.gov.tr/

